Hamamlar ve yıkanma üzerine kullanıla gelen sözcükler ve deyimler hayatımıza ne kadar girmiş farkında mıyız?
Roma Hamamları ve o dönemin kültüründen Osmanlı’ya ve oradan da günümüze gelen zengin bir birikimin, kimisi unutulmuş olsa da çoğu halen kullanılan sözcük ve deyimlerinden bulabildiklerimizi aşağıda sıraladık. Bu listede olmayan ve eklemek istediklerinizi olur ve bize yazarsanız sevinerek ekleriz.
abızen: Far. şifalı sular
abızenne: bkz. abızen
abızen-i ilahi: bkz. abızen
adak hamamı: bir dileğin tutması için hamamda yapılan hamam ritüeli. Halvette abdest alınır, dualar okunur ve sonra dilek tutulur. Dilek tutarsa adak yerine getirilir.
adamda yürek hamam kubbesi kadar: G.Antep yöresinden. korkusuz anlamında
ak curun yoksa, kara curun hazır: G.Antep. tedbirli ve ikinci işi olanlar için söylenir
ak göt kara göt hamamda belli olur: G.Antep. bir insanın iyi mi kötü mü, güzel mi çirkin mi olduğu giysilerini çıkarıp çıplak kalınca belli olur anlamında
alepterium: Eski Roma hamamlarında vücuda yağ sürülen yer
alousia: Hırist. yıkanmamış olma hali, nefsi mahrum etme niteliği taşıyan dini ideal
ambulacrum: E.Roma. hamamların üç tarafını saran U biçimli galeri
ambulatorium:E.Roma. hamamlarda yürüyerek sohbet etmek için ayrılmış salonlar. basilica thermarum
apodyterium: Roma hamamlarında, soyunma bölümü
aquaduct: E.Roma. şehre ve hamamlara su taşıyan su kemerleri
asker hamamı: gencin askere gittikten 10-15 gün sonra annesi tarafından düzenlenen hamam töreni
asklepieion: Eski Yunan’da ve Roma’da sağlık tanrısı adına yaptırılan, dini temizlenme ritüeline sahip hamamlar, terapi banyoları.
assa sudatio: Eski Yunan ve Roma. terleme yerleri
avret hamamı: kadınlar hamamı
aydınlık feneri: bkz. çatı feneri
balnea: Eski Roma. (çoğul) şehirdeki küçük hamamlara verilen ad
balnea aestiva: yazın kullanılan hamam
balnea feminarum: E.Roma. kadınlar hamamı
balnea hiemalia: kışın kullanılan hamam
balnea mixta: E. Roma’da kadın ve erkeklerin birlikte yıkandığı hamamlar
balnea muliebra: E.Roma. kadınlar hamamı
balnea pensiles: Eski Roma. asma tabanlı hamamlar
balnea sudatoria: bkz. sudatorium. E.Roma’da buhar banyosu.
balneator: E.Roma’da hamamcı
balnea virile: E. Roma. erkekler hamamı
balneion: Eski Yunan. Eski ve geleneksel gymnasiumlar onarılarak sıcak hamam teknolojisi eklenmiş yıkanma yerleri.
balneoloji: banyo bilimi
balneoterapi: termal ve mineralli suların, çamurların ve gazların belli bir disiplin içinde kullanıldığı bir uyarı uyum terapisi
balneum: Eski Roma. (tekil) hamam, banyo
balneum calatura (colatura) : E.Roma’da. hastalıklara iyi gelen termal hamam
balneum tripergula: E.Roma’da üç kubbeli (üç bölümlü), soyunma yeri (apodyterium), sıcaklık (caldarium) ve buhar odasından (sudatorium) ya da kuru sıcak (laconicum) (sauna) dan oluşan hamam
baptisterium: hıristiyanlarda vaftiz banyosu
basilica thermarum:E.Roma. hamamlarda uzunca, bazilikal salonlar, yürüyüş mekanları
berberin solumazı, tellağın terlemezi: işini yaparken müşterisini rahatsız etmeyen anlamında
buhurdan: Osmanlı’da hamamlarda sıkça kullanılan içinde tütsü için kullanılan maddeler yakılan metalden veya pişmiş topraktan yapılma kap. tütsülük
buhur suyu: Osmanlı’da özellikle saray hamamlarında yıkanırken kullanılan özel kokulu su. Sandal ağacı, aselbent (balbağı), öd ağacı, kalenbek ağacı, misk gibi köklerin suda kaynatılması ile elde edilir.
burma lüle: hamam musluğu. burularak açılıp kapandığı için eskiden bu ad verilmiş.
calda lavatio: Eski Roma. ılık su ile yıkanma odası
caldarium: Roma hamamlarında en sıcak bölüm, yıkanılan yer, sıcaklık
camekan: Far. camegah. soyunma yeri. Soyunmalık
cehennemlik: külhanda yanan ateşin sıcak havasının ve dumanının sıcaklık zeminin altında dolaştığı kanalların adı
cinctus: Eski Roma hamamlarında kullanılan bir çeşit banyo kıyafeti. Toganın altına giyilen mayo
cista: Eski Roma. hamam tuvalet takımı. silindi biçiminde kutu içinde yağ ve parfümler, strigula vb. bulunurdu
conductor: E.Roma. hamam yöneticisi
curator aquarum: E.Roma’da su şebekesi yöneticisi
curun: G.Antep. kurna
çatı feneri: soyunma yerinin kubbesinin üstünde yükseltilerek kagirden veya ahşaptan yapılan altıgen veya sekizgen şekildeki aydınlık.
çifte hamam: yarısı erkeklere yarısı da kadınlara ayrılmış hamam
çuvaldız: Osmanlı’da su ölçü birimi. 1 çuvaldız 2 hilale eşittir yani 0,0375 lt/san veya 2,25lt/dak lık su debisi
damat hamamı: damat yakını erkeklerin toplu şekilde yaptığı hamam sefası
deniz hamamı: eskiden deniz kıyısında yıkanıp serinlemek için yapılan etrafı kapalı yer
destrictarium: Eski Roma hamamlarında istenmiyen tüylerin ve kılların alındığı yer
doccia: E.Roma hamamlarında içinden sıcak suların aktığı borular. Genellikle yukarıda olur, yıkananlar altına girip, başlarını ve vücutlarını yıkarlardı. Günümüzün duş sistemi.
düğünde zurnaya,hamamda kurnaya koşmak: her işe karışmak anlamında
düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya aşık olur: ayran gönüllüler için kullanılan bir deyim
düğün hamamı: bkz. gelin hamamı
düğünde zurna beğenmez, hamamda kurna beğenmez: sürekli hoşnutsuz olan kişileri anlatmak için kullanılır
elaeothesium: Eski Roma hamamlarında kutsal yağ odası
eski hamam, eski tas: durumların değişmediğini anlatan bir deyim
evde var eşiklik, hamama gitmek eşeklik: Gaziantep yöresinden. Eski hayatlı (avlulu) evlerde eşiklikte yıkanılırmış. Evde yıkanabilecekken hamama gidilmemesi gerektiğini belirtiyor.
evliya kurnası: kadınların başında dua edip dilek tuttuğu kurna
fıskiye: Osmanlı hamamında soyunma yerinin ortasında bulunan havuzlu fıskiye
fil gözü: kubbelerin üstünde dışa eğimli çana benzeyen 15-40 cm çapında camlarla kaplı aydınlatmalar
frigidarium: Roma hamamlarında, soğuk su havuzlarının olduğu bölüm, soğukluk
futa: peştamalın ipekten yapılanı
gel de hamam kapısında kil sat: G.Antep. bir oyunu kaybedene söylenir
gelin hamamı: düğünden önce kadınların kalabalık bir grupla gelini hamama götürüp yıkama töreni
gelin kurnası: Osmanlı hamaının kadınlar kısmındaki süslemeli işlemeli kurnası
germabe: Fars. Osmanlıca sıcak su, hamam karşılığıdır. Halk ağzında kaplıca için de söylenir. Germe, çermik de denir. “tıynetin napak ise hayr umma sen germabeden / önce tahir-i kalb et sonra tahir-i beden”
göbek taşı: sıcaklığın ortasındaki çeşitli şekillerde olabilen ancak sıklıkla çokgen formda, yerden 40 – 60 cm yüksekliğinde 35 – 40° C ye kadar ısıtılan mermer kaplı üzerine terleme için yatılan ve kese yapılan seki
gözelin (güzelin) uyhudan (uykudan) kahışı (kalkışı) yavanın hamamdan gelişi gözel: G.Antep.güzelin uykudan kalkmış hali bile güzelken, yavanın (güzel olmayanın) ancak hamamdan sonra temizlenmiş hali güzeldir anlamında
gulleytin: G.Antep. azınlıklar için hamamlarda ayrılan küçük özel havuz; mikveh
gülab: gül suyu. hamamlarda yıkanırken sıkça kullanılırdı
gülabdan: gül suyu kabı
gymnasium: Eski Yunan. atletlerin spor yaptıkları yerler. Roma’daki palaestralardan farklı olarak buralarda yalnızca spor amaçlı spor yapılırdı.
hacamat: hamamlarda sıklıkla yapılan, vücudun herhangibir yerini çizip üzerine bardak veya şişe kapatark kan alma işlemi. Sağlığa iyi geldiğine inanılırdı.
halvet: Arap. ıssız, yalnız kalınan yer. Hamamdaki küçük ve daha sıcak olan ayrılmış özel yıkanma yerleri
halvet hamamı: hamamın belirli saatlerde kapatılıp, yiyecek içecek ikram edildiği zaman; eğlence hamamı
halvet olmak: iki kişinin kimsenin giremeyeceği yerde yalnız kalması
hamama girmeden curununa aşık olmak: G.Antep. hayalperest olmak anlamında
hamama giren terler: zor işe girişen o işin zorluklarına katlanır anlamında
hamam anası: Arg.iri yarı şişman kadın anlamında
hamam beyazı: Beypazarı. peştamal
hamam bohçası: kadınların hamama giderken hamam takımlarını sardıkları bohça
hamamcıbaşı: padişahın en kıdemli tellakı
hamamcı derzi: kıtıklı harçla doldurulmuş her türlü derz
hamamcının parası zibile bağlı gerek: G.Antep.hamamcı parasını çöpten kazanır anlamında
hamamcı olmak: Arg.gusül abdesti alma durumunda olmak
hamamcı ustası: hamam, sarnıç, su yolları, lağımlar gibi su inşaatında ihtisas sahibi olan duvarcı ustalarına eskiden verilen ad. Hamam ustası ile karıştırılmamalı.
hamamda deli var: ani gürültü ve karışıklığı nitelemek için kullanılır
hamamda gazel atmak: Arg.kendisini gereksiz yere övenler için söylenen bir deyim
hamamda kurnası, düğünde sediri belli: her gittiği yerde yeri olduğu anlamında
hamam deliye kaldı: G.Antep.bir ziyafette veya düğünde sona kalanlar için söylenir
hamam dolabı: Anadolu’da eskiden odaların içinde olan yıkanmak için yapılmış dolaplar, banyo
hamam gibi olmak: aşırı sıcak olmak
hamamın namusunu kurtarmak: görünüşü kurtarmaya çalışmak.Kötü bilinen bjr yerin, işin durumunu kurtarmak için sözde çarelere başvurmak
hamam kaçkını: çıplak kişi
hamam kütüğü: külhanı yakmakta kullanılan iri odun
hamamlık: evlerde hamam yapmak için ayrılmış yer. Banyo
hamam mührü: mevlevilikte üzerinde hamam kelimesi yazılı matbu kağıt. Bazı tekke mensupları hamama gittiklerinde para yerine bu kağıdı verir, hamamcı da bu kağıtları tekkeye götürür ücretini alırdı.
hamam nalını: bkz. nalın
hamam nalını suratlı: çok çirkin kadın
hamam odası: eski büyük konaklarda özel hamamların soyunma odasına verilen ad
hamam oğlanı: Arg. eşcinsel
hamam otu: vücutta istenmeyen tüy ve kılları almak için çamur kıvamına getirilerek kullanılan bir toz
hamam parası: Arg. 1.eşcinsel ilişkiye verilen para, 2. aşağılamak amacıyla lütuf olarak verilen para
hamam sefası: hamam geleneklerine uygun olarak değişik vesile ve amaç ile kalabalık bir şekilde hamamda yıkanmak, yemek yemek ve eğlenmek, iyi vakit geçirmek
hamam soygunu: çırılçıplak, çok yoksul
hamam suyu ile dost tutmak: yanlış ilişkilere girmek
hamam suyu ile misafir ağırlanmaz: misafire değer vermek gerekir anlamında
hamam takımı: 1. hamam tası, sabun, kese, lif peştamal gibi hamam eşyası. 2.Arg. zayıf, önemsiz, değersiz sayılan spor takımları için kullanılan bir deyim
hamam tası: işlemeli pirinç, bakır veya gümüşten yapılan su dökünmeye yarayan kap
hamam yapmak: yıkanmak
hammamiye: divan edebiyatında hamamları ve hamamdaki bir güzeli anlatan şiirler
han hamam sahibi olmak: mal mülk sahibi zengin kişi anlamında
hapbab: G.Antep. ceviz ağacından yapılma nalın
harare: Arap. sıcaklık
hazne: Osmanlı’da su dağıtımında su toplanan ve biriktirilen yer
heliocaminus: Eski Roma. üstü açık kenarları çevrili özel güneş banyosu odaları
hijyen: Eski Yunan’da sağlık tanrısı Asklepios’un kızı Hygieia dan gelir. Sağlık demektir.
hilal: Osmanlı’da su ölçü birimi. 1 çuvaldızın yarısı yani 0,01875 lt/sn veya 1,125lt/dak lık su debisidir.
himation: Eski Roma. yünden veya ketenden yapılan dört köşe bez
hizmetçiden hanım olanın bohçası hamama sığmaz: G.Antep. sonradan görmenin eşyası çok olur anlamında
hypokaust: Yun. Roma hamamlarında yerden ısıtma sistemi. Yer döşemesi 45 – 60 cm yüksekliğinde sütunlar üzerine inşa edilir, ocaktan gelen sıcak hava ve dumanın burada dolaşarak zeminin ısıtılması sağlanırdı.
ılıca: üstü açık doğal sıcak sulu kaynaklar, yıkanma yerleri
ibrik: el yıkama, abdest alma ve içinde çay, kahve, şerbet gibi sulu şeyler bulundurmak için olan emzikli kulplu kap
iki çıplak bir hamama yakışır: ev kuracak gücü olmadan evlenmeye kalkışanlar için söylenen söz
impluvium: Eski Roma hamamlarında kare biçimli küçük havuz.
kahpe dünya hamam tası gibidir, dolaşır hep cenabet ellerde: G.Antep. talih hep olmayacak kişilere güler anlamında
kamış: Osmanlı’da su ölçü birimi. 1 kamış 2 masura eder. 0,15 lt/sn lik su debisi.
kapı arası: ılıklık, soğukluk
kaplıca: genellikle üstü örtülü mineralli sıcak sulu yıkanma yerleri
karılar hamamı: Arg. herkesin bir ağızdan konuştuğu, kimsenin kimseyi dinlemediği, karışıklığın olduğu durum ve yerler için kullanılan bir deyim.
karı malı hamamın tokmağı: karısının malından kocaya yarar gelmez anlamında
kaynarca: ılıca. Daha çok Rumlar kullanırdı.
kehriz: yeraltı su kanalı
kese: hamamda vücudu ovmak için kullanılan cep şeklinde dokuma bez
kıl kese: kaba kara kıldan yapılmış hamam kesesi
kırk hamamı: bebeğin doğumunun kırkıncı gününde kalabalık bir davetli eşliğinde gidilen hamam töreni
kırklanma: mesleği bırakan fahişelerin hamamda yıkanarak temizlenmesi. Kırklanmak isteyen kadın üç kez abdest aldıktan sonra natırın altın yüzük ya da küpesini suya atarak kırka kadar saydığı sudan dökünür
kildanlık: eski. bakır, demir veya gümüşten yapılan delikli sabun kutusu
killik: leğençe de denir. Hamamda su koymak, içinde bazı şeyleri yıkamak ve aynı zamanda ters çevirip üzerine oturmak için kullanılır. Bakırdan mamül ve çoğu nakışlıdır.
kirdenlik: bkz. killik
kubbe: hamamın üstünü örten yarım küre biçiminde, eski yapılarda üstü kurşunla kaplı dam
kurna (taşı): hamam yalağı. Yun. krunia: lavabo, yalak, EsYun. krounos: çeşme, musluk
kurna başı soygunu gibi: bkz.hamam soygunu
kurna hakkı: hamamda yer kirası, hamam ücreti
kurna musluğu: kurnaya sıcak ve soğuk su akıtan bronzdan mamül musluklar. Osmanlı hamamlarında tombak ve gümüş gibi değişik alaşımlı madenlerden de yapılırdı. Yılan, ejderha başı, koç başı gibi çeşitli şekillerde ve kazıma, ajur (delik işi), kabartma gibi çeşitli süsleme teknikleri de kullanılarak yapılırdı.
kurna panosu: kurna taşının arkasında mermerden, çini veya diğer taşlardan süslemeli pano
kuşluk hamamı: sabah erken saatlerde ya da gece açık olan hamam
külhan: hamamda ateş yanan bölüm
külhanbeyi: külhancıya odun kütüklerini taşımaya yardımcı olan kimsesiz çocuklara verilen yakıştırma isim. Mecazi: kabadayı
külhanbeyi ağzı: külhanbeylerinin oluşturduğu 200 – 300 kelimelik argo sözlük
külhancı: Osmanlı’da saray hamamlarını ısıtmakla görevli kişi
külhancının beyliği hamamcılık: küçük işlerde çalışan yüksele yüksele ancak o işin başı olur anlamında
külhanda yatmış: yüzüne gözüne kara bulaşmış anlamında
külhani: hafif küfür gibi kullanılan bir okşama sözü. “Külhani bak neler de biliyor.”
künk: Osmanlı’da hamamlara ve yapılara su iletiminde kullanılan pişmiş topraktan dairesel kesitli su borusu
labrum: Eski Yunan. mermer küvet
laconicum: Eski Roma hamamlarında kuru sıcak bölümler, sauna. Laconia’lıların hamamı anlamında. Laconia Eski Yunan’da Spartalıların diğer adıdır. Spartalılar son derece sade ve konforsuz, ortadaki ateşten ısınan banyolarından çıktıktan sonra kendilerini soğuk suya atarlardı
latrinae: Eski Roma hamamlarında umumi hela
lavatrina: Eski Roma. soğuk su ile yıkanma yeri (frigidarium)
leğen: ibrikle birlikte kullanılır. kristalden, altın, gümüş veya bakırdan yapılır. Tası çukur kenarları yayvandır Süzgeçli kapağı vardır. İbrik ortasındaki çukur kısma yerleştirilir
lenger: içinde sabun köpürtmeye yarayan geniş bakır kap
lif: sabunlanmada kullanılan, eskiden hurma kökünden yapılan bitki telleri demeti
loğusa hamamı: bkz. kırk hamamı
loutron: Eski Yunan’da hamam. Ancak buralarda soğuk su ile yıkanılırdı.
lüle: 1.hamamda ucundan su akan musluksuz boru, musluk 2. Osmanlı’da su ölçü birimi. 1 lüle 2 yarım lüleye eşittir ve 0,6 lt/sn ya da 36 lt/dak su akışıdır. Bu da yarım parmak çapındaki bir borudan akan miktardır
maksem: Osmanlı’da su dağıtma sandığı ve lüler yardımıyla suyun çevredeki çeşmelere ve hamamlara dağıtımının yapıldığı yer
maslak: Osmanlı’da 1. sürekli su akan boru 2. su yolu üzerinde bulunan su haznesi 3. büyük yalak. musluk kelimesi maslaktan türemiştir.
masura: Osmanlı’da su ölçü birimi. 1 masura 2 çuvaldız yani 0,075 lt/sn veya 4,5 lt /dak lık su debisidir. Hamamlardaki su tüketimi masura ile ölçülürdü.
meydancı: hamama gelenleri karşılayan kişi
mikveh: Osmanlı’da musevilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde hamamlarda yapılmış olan havuzlar
muhtesip: Osmanlı’da çarşı, pazar ve hamam esnafını denetleyen memur
munça (munçak) : bilinen en eski Türkçe hamam karşılığı
nalın: Arapça “naleyn” ayakkabı.Daha ziyade hamamda kadınların kullandığı ahşap ve süslemeli yüksek ayak giysisi
natatio: Roma hamamlarında açıktaki büyük yüzme havuzu
natır: kadınlar hamamında müşterileri yıkayan kadın
ne hamamcısın ne külhancısın: G.Antep. hiç birşeye karışma anlamında söylenir
nevse hamamı: G.Antep. nevse emi adı verilen kuvvet macunu hamamda yapılır. Hem yenir hem de romatizmal hastalıklara şifa verici bir merhem olarakvücuda sürülürdü.
nymphae: Eski Roma. şifalı suların perileri
nymphaeum: Eski Roma. İmparatorluk zamanında yapılan anıtsal çeşme ve havuzlar
onbeş hamamı: gerdek gecesinden sonra gelin ve yakınlarının 15 gün sonra gittiği hamam töreni
palaestra: Roma hamamlarında spor yapılan yer
pandantif: bir kubbeyi taşıyan kemerler ile kubbe kaidesinin arasını kapatan ve kare bir plandan kubbenin dairesel planına geçişi sağlayan küresel üçgen bingi, konkav üçgen. Türk üçgeni de denir.
peşkir: Far. peşgir. önlük, hamamda kullanılan havlu.
peştamal: Far. Puştmal arka havlusu, örtüsü anlamında. Sonradan değişerek peştamal olmuş.hamamda örtünmek için kullanılan ince dokuma örtüye denir.
peştamalcı: müşteriyi yıkandıktan sonra peştamala saran kişi
peştamallık: hava parası İng.Goodwill. getirisi iyi olan bir dükkanı, iş yerini kiralamak isteyenin, o yeri işletene devretmesi için verdiği para
piscina: Yunanca. havuz, yüzme havuzu. Balıklı havuz anlamına da gelir. Arapça fıskiyah – fıskiye kelimesinin bundan türediği söylenir
piscina natatoria: Eski Roma hamamlarında yüzme havuzu
ponza taşı: sünger taşı, vücutta nasırlı bölgeleri sürterek temizleyen gözenekli bir tür taş
porfir (porphyr) : Bizans döneminde ve daha sonra Osmanlı’da da hamam süslemelerinde kullanılan bordo renkli taş, mermer
praefurnium: Roma hamamlarında ateşin yakıldığı yer, ocak, külhan
propnigneion: Eski Yunan hamamlarında ateşin yakıldığı yer, ocak, külhan
rical hamamı: çarşıda erkekler için olan hamam
sabahçı hamamı: yersiz yurtsuzlara veya içki aleminden arta kalan evine gidememişlere hizmet veren hamam
schola labri: E.Roma’da caldariumda niş içindeki içi sıcak su dolu havuzlar
sebil hamamı: hamamın belirli saatlerde umuma kapatılıp, fakir fukaranın yıkandığı zaman
seni hamamcı eden, bizi de külhancı eder: G.Antep.bir dün biz de bir yerlerde yetkili durumu geliriz anlamında
situla: E.Roma. kova
soğukluk: hamamda yıkandıktan sonra dinlenilen ve bir şeyler yenen yer. Ilıklık veya kapı arası da denir
spolaterium: bkz. apodyterium
strigil: Eski Roma hamamlarında, vücuttan kirin ve yağın atılmasında kullanılan ucu kıvrık metal çubuklara verilen ad
subligaculum: Eski Roma hamamlarında kullanılan ve iç çamaşırı olarak vücuda bağlanan bez örtüler
subucula: E.Roma. iç çamaşırı
sudatorium: Roma hamamlarında buharlı terleme odaları. Günümüzün buhar odaları
su hakkı: Osmanlı’da hamamlar verilen su, tapularında yazılan miktar kadar olurdu. Buna su hakkı denirdi ve lüle daha ziyade masura ile ölçülürdü. Bu su hakkı emlak gibi tapu ile alınır ve satılırdı.
su haznesi: ocağın üzerinde yer alan metal kazan
sünnet hamamı: sünnetten bir gün önce erkeklerin topluca gittiği ve sünnet olacak çocuğun sağ eline kına yakıldığı hamam töreni
şırvan: bazı hamamlarda soyunmalıkta, ahşap kolonlar üzerinde bulunan özel galeri katı
takunya: Rumca, hamamlarda kullanılan yüksek ökçeli ahşaptan ayak giysisi, nalın
tası tarağı toplamak: bütün eşyasını toplayıp gitmeye kalkışmak
tegulae mamatatae: Eski Roma duvardan ısıtma sisteminde kullanılan dört köşesi çıkıntılı (memeli) kiremitler
tek hamam: gündüzleri kadınlara, sabah erken veya akşam saatleri erkekler açık olan hamam
tellak: dellak. Arapça delk, elle sürteme, ovuşturma. Hamamda erkek müşterileri yıkayan kişi
tepiderium: Roma hamalarında ılıklık, soyunma bölümünden sonra gelen bölüm
testudo: E.Roma. kaplumbağa zırhı formunda bakırdan yapılma içinde su ısıtılan kazan
thermae: Eski Roma’da büyük devlet hamamları
therma loutra: E.Yun. sıcak hamamlar
tintinnabulum: E.Roma. hamam zamanlarını gösteren saat, çan
toga: E.Roma. vatandaşların sokak kıyafeti. Etrüskler’den geldiği sanılır
traşlık: ılıklık bölümünde istenmeyen kılları temizlemek için olan küçük havletler
tromplu kubbe: kare planlı kubbeli bir yapının duvarları arasındaki köşelerin üst bölümüne yapılan köşeleme tonozlu, küçük yarım küreli kubbe. Mimar Sinan’ın Selimiye Camii’ndeki uygulaması gibi.
tubuli: Roma hamamlarında, hypokaust sisteminin devamı olan duvar içindeki sıcak hava ve duman kanalları, baca, tüteklik
Türk üçgeni: mimari. temeli türk çadırı ya da otağ gibi yapılara dayanan özellikle Selçuklular döneminde kullanılan mimari yönden kenarları yay şeklinde üçgen.
tüteklik: hamamlarda duvar içinde bırakılan alev ve dumanların dolaştığı kanallar, baca
usturalık. bkz. traşlık
vestarium: bkz. apodyterium
vitruv planı: E.Roma’da İ.Ö. 1.yy da yaşamış mühendis Vitruv’un hamam planı. Roma hamamları ve buna göre yapılan diğer hamamlar Vitruv’un yerleşim planına göre yapılagelmiştir. Soğuk odanın kuzeye, sıcaklığın güneye bakması, sıcak, ılık ve soğuk havuzların yerleşimi ve çalışma prensibi, hypokaust sisteminin geliştirilmesi onun eseri olarak bilinir.
yarım lüle: Osmanlı’da su ölçü birimi 1 yarım lüle 2 kamış eder. Bu da 0.3 lt/sn su debisidir.
yatı hamamı: Eğlence hamamı (halvet hamamı) gece yapılırsa denir.
yedi kubbeli hamam kurmak: büyük hayaller peşinde koşmak
yunak: yıkanılacak yer, banyo
yunaklık: bkz. yunak
zibil: 1. G.Antep.külhanda yakılan ev ve işyeri artığı; çerçöp. 2. çok {:}apodyterium: Roma hamamlarında, soyunma bölümü
asker hamamı: gencin askere gittikten 10-15 gün sonra annesi tarafından düzenlenen hamam töreni
aydınlık feneri: bkz. çatı feneri
balnae: Eski Roma’daki şehirdeki küçük hamamlara verilen ad
berberin solumazı, tellağın terlemezi: işini yaparken müşterisini rahatsız etmeyen anlamında
caldarium: Roma hamamlarında en sıcak bölüm, yıkanılan yer, sıcaklık
camekan: Far. camegah. soyunma yeri. Soyunmalık
cehennemlik: külhanda yanan ateşin sıcak havasının ve dumanının sıcaklık zeminin altında dolaştığı kanalların adı
çatı feneri: soyunma yerinin kubbesinin üstünde yükseltilerek kagirden veya ahşaptan yapılan altıgen veya sekizgen şekildeki aydınlık.
çifte hamam: yarısı erkeklere yarısı da kadınlara ayrılmış hamam
damat hamamı: damat yakını erkeklerin toplu şekilde yaptığı hamam sefası
düğüne gider zurnaya, hamama gider kurnaya aşık olur: ayran gönüllüler için kullanılan bir deyim
düğünde zurna beğenmez, hamamda kurna beğenmez: sürekli hoşnutsuz olan kişileri anlatmak için kullanılır
eski hamam, eski tas: durumların değişmediğini anlatan bir deyim
evde var eşiklik, hamama gitmek eşeklik: Gaziantep yöresinden. Eski hayatlı (avlulu) evlerde eşiklikte yıkanılırmış. Evde yıkanabilecekken hamama gidilmemesi gerektiğini belirtiyor.
evliya kurnası: kadınların başında dua edip dilek tuttuğu kurna
fıskiye: Osmanlı hamamında soyunma yerinin ortasında bulunan havuzlu fıskiye
fil gözü: kubbelerin üstünde dışa eğimli çana benzeyen 15-40 cm çapında camlarla kaplı aydınlatmalar
frigidarium: Roma hamamlarında, soğuk su havuzlarının olduğu bölüm, soğukluk
futa: peştamalın ipekten yapılanı
gelin hamamı: düğünden önce kadınların kalabalık bir grupla gelini hamama götürüp yıkama töreni
gelin kurnası: Osmanlı hamaının kadınlar kısmındaki süslemeli işlemeli kurnası
göbek taşı: sıcaklığın ortasındaki çeşitli şekillerde olabilen ancak sıklıkla çokgen formda, yerden 40 – 60 cm yüksekliğinde 35 – 40° C ye kadar ısıtılan mermer kaplı üzerine terleme için yatılan ve kese yapılan seki
hacamat: hamamlarda sıklıkla yapılan, vücudun herhangibir yerini çizip üzerine bardak veya şişe kapatark kan alma işlemi. Sağlığa iyi geldiğine inanılırdı.
halvet: Arap. ıssız, yalnız kalınan yer. Hamamdaki küçük ve daha sıcak olan ayrılmış özel yıkanma yerleri
halvet olmak: iki kişinin kimsenin giremeyeceği yerde yalnız kalması
hamama giren terler: zor işe girişen o işin zorluklarına katlanır anlamında
hamam anası: Arg.iri yarı şişman kadın anlamında
hamamcıbaşı: padişahın en kıdemli tellakı
hamamcı olmak: Arg.gusül abdesti alma durumunda olmak
hamamda gazel atmak: Arg.kendisini gereksiz yere övenler için söylenen bir deyim
hamam gibi olmak: aşırı sıcak olmak
hamamda kurnası, düğünde sediri belli: her gittiği yerde yeri olduğu anlamında
hamamın namusunu kurtarmak: görünüşü kurtarmaya çalışmak.Kötü bilinen bjr yerin, işin durumunu kurtarmak için sözde çarelere başvurmak
hamam oğlanı: Arg. eşcinsel
hamam otu: vücutta istenmeyen tüy ve kılları almak için çamur kıvamına getirilerek kullanılan bir toz
hamam parası: Arg. 1.eşcinsel ilişkiye verilen para, 2. aşağılamak amacıyla lütuf olarak verilen para
hamam suyu ile dost tutmak: yanlış ilişkilere girmek
hamam suyu ile misafir ağırlanmaz: misafire değer vermek gerekir anlamında
hamam takımı: 1. hamam tası, sabun, kese, lif peştamal gibi hamam eşyası. 2.Arg. zayıf, önemsiz, değersiz sayılan spor takımları için kullanılan bir deyim
hamam tası: işlemeli pirinç, bakır veya gümüşten yapılan su dökünmeye yarayan kap
hammamiye: divan edebiyatında hamamları anlatan şiirler
han hamam sahibi olmak: mal mülk sahibi zengin kişi anlamında
harare: Arap. sıcaklık
hypokaust: Yun. Roma hamamlarında yerden ısıtma sistemi. Yer döşemesi 45 – 60 cm yüksekliğinde sütunlar üzerine inşa edilir, ocaktan gelen sıcak hava ve dumanın burada dolaşarak zeminin ısıtılması sağlanırdı.
ılıca: üstü açık doğal sıcak sulu kaynaklar, yıkanma yerleri
iki çıplak bir hamama yakışır: ev kuracak gücü olmadan evlenmeye kalkışanlar için söylenen söz
kapı arası: ılıklık, soğukluk
kaplıca: genellikle üstü örtülü mineralli sıcak sulu yıkanma yerleri
karılar hamamı: Arg. herkesin bir ağızdan konuştuğu, kimsenin kimseyi dinlemediği, karışıklığın olduğu durum ve yerler için kullanılan bir deyim.
karı malı hamamın tokmağı: karısının malından kocaya yarar gelmez anlamında
kese: hamamda vücudu ovmak için kullanılan cep şeklinde dokuma bez
kıl kese: kaba kara kıldan yapılmış hamam kesesi
kırk hamamı: bebeğin doğumunun kırkıncı gününde kalabalık bir davetli eşliğinde gidilen hamam töreni
kırklanma: mesleği bırakan fahişelerin hamamda yıkanarak temizlenmesi. Kırklanmak isteyen kadın üç kez abdest aldıktan sonra natırın altın yüzük ya da küpesini suya atarak kırka kadar saydığı sudan dökünür
kildanlık: eski. bakır, demir veya gümüşten yapılan delikli sabun kutusu
kubbe: hamamın üstünü örten yarım küre biçiminde, eski yapılarda üstü kurşunla kaplı dam
kurna (taşı): hamam yalağı. Yun. krunia: lavabo, yalak, EsYun. krounos: çeşme, musluk
kurna musluğu: kurnaya sıcak ve soğuk su akıtan bronzdan mamül musluklar
kurna panosu: kurna taşının arkasında mermerden, çini veya diğer taşlardan süslemeli pano
kuşluk hamamı: sabah erken saatlerde ya da gece açık olan hamam
külhan: hamamda ateş yanan bölüm
külhanbeyi: külhancıya odun kütüklerini taşımaya yardımcı olan kimsesiz çocuklara verilen yakıştırma isim. Mecazi: kabadayı
külhanbeyi ağzı: külhanbeylerinin oluşturduğu 200 – 300 kelimelik argo sözlük
külhancı: görevi hamamı ısıtmak olan kişi
külhancının beyliği hamamcılık: küçük işlerde çalışan yüksele yüksele ancak o işin başı olur anlamında
laconium: Roma hamamlarında kuru sıcak bölümler, sauna
lenger: içinde sabun köpürtmeye yarayan geniş bakır kap
lif: eskiden hurma kökünden yapılan bitki telleri demeti
loğusa hamamı: bkz. kırk hamamı
lüle: hamamda ucundan su akan musluksuz boru
meydancı: hamama gelenleri karşılayan kişi
mikveh: Osmanlıda musevilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde hamamlarda yapılmış olan havuzlar
nalın: Arapça “naleyn” ayakkabı.Daha ziyade hamamda kadınların kullandığı ahşap ve süslemeli yüksek ayak giysisi
natatio: Roma hamamlarında açıktaki büyük yüzme havuzu
natır: kadınlar hamamında müşterileri yıkayan kadın
onbeş hamamı: gerdek gecesinden sonra gelin ve yakınlarının 15 gün sonra gittiği hamam töreni
palaestra: Roma hamamlarında spor yapılan yer
peştamal: hamamda örtünmek için kullanılan ince dokuma
peştamalcı: müşteriyi yıkandıktan sonra peştamala saran kişi
ponza taşı: sünger taşı, vücutta nasırlı bölgeleri sürterek temizleyen gözenekli bir tür taş
piscina: Yunanca. havuz, yüzme havuzu. Balıklı havuz anlamına da gelir. Arapça fıskiyah – fıskiye kelimesinin bundan türediği söylenir
praefurnium: Roma hamamlarında ateşin yakıldığı yer, ocak, külhan
sabahçı hamamı: yersiz yurtsuzlara veya içki aleminden arta kalan evine gidememişlere hizmet veren hamam
soğukluk: hamamda yıkandıktan sonra dinlenilen ve bir şeyler yenen yer. Ilıklık veya kapı arası da denir
sudatorium: Roma hamamlarında buharlı terleme odaları. Günümüzün buhar odaları
sünnet hamamı: sünnetten bir gün önce erkeklerin topluca gittiği ve sünnet olacak çocuğun sağ eline kına yakıldığı hamam töreni
takunya: Rumca, hamamlarda kullanılan yüksek ökçeli ahşaptan ayak giysisi, nalın
tası tarağı toplamak: bütün eşyasını toplayıp gitmeye kalkışmak
tek hamam: gündüzleri kadınlara, sabah erken veya akşam saatleri erkekler açık olan hamam
tellak: dellak. Arapça delk, elle sürteme, ovuşturma. Hamamda erkek müşterileri yıkayan kişi
tepiderium: Roma hamalarında ılıklık, soyunma bölümünden sonra gelen bölüm
thermae: Eski Roma’da büyük devlet hamamları
traşlık: ılıklık bölümünde istenmeyen kılları temizlemek için olan küçük havletler
tubuli: Roma hamamlarında, hypokaust sisteminin devamı olan duvar içindeki sıcak hava ve duman kanalları, baca, tüteklik
tüteklik: hamamlarda duvar içinde bırakılan alev ve dumanların dolaştığı kanallar, baca
usturalık. bkz. traşlık
yedi kubbeli hamam kurmak: büyük hayaller peşinde koşmak